İsrail, İran’ın başkenti Tahran’da Hamas lideri Haniye’ye suikast düzenleyerek bölgedeki tüm güç dengesini değiştirdi.
Ancak bu İsrail’in İran’a ve İran bağlantılı güçlere ilk saldırısı değil.
İran nükleer programının önde gelen bilim insanlarına sistematik olarak başarılı suikastlar gerçekleştiren İsrail, geçtiğimiz nisan ayında İran’ın Şam Konsolosluğu’ndaki bir generalini de bombalayarak öldürmüştü.
İran koruması altındaki Haniye’nin Tahran’da öldürülmesi ise tüm bu suikastların en çok ses getireni oldu.
Son yıllarda iç karışıklıklarla mücadele eden ve cumhurbaşkanlığı seçiminde katılım oranını yüzde 50’nin üzerine çıkaramayan İran molla yönetimi eleştirilerin odağında. Dünya kamuoyundaki imajı her geçen gün aşınan İran’ı, Beyrut Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Hilal Khashan ile konuştuk:
REKLAM
1- İsrail’in İran topraklarında, İran’ın koruması altındaki bir kişiyi öldürmesinin İran’a mesajı nedir?
İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının hemen ardından Hamas liderlerinin peşine düşeceğini ve onların doğal nedenlerle ölmelerini beklemeyeceklerini belirtti. İsrail geçmişte İran’ın en üst düzey nükleer bilimcisinin öldürülmesi de dahil olmak üzere İran içinde pek çok saldırı gerçekleştirmiş ve bundan paçayı sıyırmıştı.
İsrail, ABD’yi İran’a karşı savaşa dahil etmek için İran’ın misillemesine davetiye çıkarıyor.
2- Hamas lideri Haniye’nin ve Hizbullah’ın askeri lideri Fuad Şükr’ün aynı gün öldürülmesi İran’ın Orta Doğu’daki dolaylı gücünü kırdı mı?
Askeri açıdan İran kağıttan bir kaplan. Savaşçı söylemlerini hiçbir zaman somut eylemlere dönüştürmedi. İsrail, İran’ın zayıf noktalarını, özellikle de İsrail’le karşı karşıya gelme konusundaki isteksizliğini ortaya çıkarmaya kararlı görünüyor.
REKLAM
İran’ın İsrail’le karşı karşıya gelme konusundaki isteksizliği, kendi adına savaşmaları için bölgedeki Şii piyonlarını yaratmasının nedeni. Pek çok Şii, İran’ın güç iddiası ve caydırıcı kabiliyetleri konusunda hayal kırıklığına uğramış durumda.
3- İran artık İsrail’e hala bir tehdit olabilir mi?
İran hiçbir zaman İsrail için bir tehdit olmadı. İran, İsrail tarafından bölgesel bir güç olarak tanınmak istiyor.
İran, İsrail’i hiçbir zaman düşman olarak görmedi. İranlılar 1979 devriminden sonra, Arap ülkelerinin terk ettiği Filistin davasını bölgesel bir oyuncu olmak ve İsrail’le yüzleşmenin gerekliliğine inanan Arap halkını cezbetmek için sahiplendi.
4- Suleymani öldürüldü. İsrail’in İran’ın Şam Konsolosluğu’daki generalini öldürmesinin ardından İran İsrail’e başarısız bir füze saldırısı gerçekleştirdi. Son olarak Hamas’ın lideri Haniye Tahran’da öldürüldü. Mahsa Amini protestolarını ve cumhurbaşkanlığı seçimine katılımın yüzde 50’de kaldığını da biliyoruz. Tüm bu gelişmelerden yola çıkarak, İran toplumu molla rejimine karşı bir ayaklanma başlatır mı? İran’ın toplumsal birliği yara alır mı? İran toplumunun tüm bu sürece yaklaşımı nasıl?
REKLAM
Devrim Muhafızları İran’ın güvenlik durumunu tamamen kontrol altında tutuyor ve herhangi bir ayaklanmayı engelleme konusunda mutlak bir kabiliyete sahip. Ancak ABD ve İsrail’in İran’ı doğrudan hedef alması halinde bu durum rejimin kontrol altına alamayacağı bir halk ayaklanmasına yol açabilir. Tahran’daki rejimin, ABD ve İsrail’e İran’a saldırmak için bahane sağlayacağını düşünmüyorum.
5- İran’ın İsrail’e misillemesinin dini lider Hamaney’den ziyade Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’a takıldığı iddia ediliyor. İran dini lideri ve cumhurbaşkanı arasında bir çatışma görür müyüz?
Bu iddia tam bir şaka. İran Cumhurbaşkanı yürütme organının bir parçasıdır ve Dini Lider’in onayladığı kararları uygular.
Bu iddia İran’da Haniye suikastına misilleme yapılmasını zorlaştıran bir bölünme olduğunu göstermeyi amaçlıyor.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
09 Ekim 2024SPOR
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 2024SPOR
09 Ekim 2024SPOR
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 2024